Selamlar, bu yazıda sizlerle çok sevdiğim bir canlandırma belgeseli paylaşmak istiyorum. Belgesel oldukça başarılı ve bilgilendirici. Mutlaka izlemelisiniz.
Hititler, MÖ 2. binyılda Anadolu’nun büyük bir bölümünü kontrol eden güçlü bir uygarlık olarak bilinir. Hitit Devleti, özellikle askeri ve idari yapısıyla, antik dünyada büyük bir etki yaratmıştır. Hititler, ilk defa yaklaşık MÖ 2000 yıllarında, günümüz Türkiye’sinin merkezinde yer alan Hattuşaş (günümüzde Çorum yakınlarındaki Boğazkale) adlı bir başkent kurarak tarih sahnesine çıkmışlardır.
YAZI İÇERİĞİ
Hititlerin Kökeni ve Kuruluşu
Hititler’in kökeni tam olarak bilinmemekle birlikte, Anadolu’ya Kafkasya ya da Karadeniz’in kuzeyinden geldikleri düşünülmektedir. Hint-Avrupa dil ailesine mensup olan Hititler, bu dili konuşan en eski uygarlıklardan biri olarak kabul edilir. Hitit Devleti, MÖ 17. yüzyılda I. Hattuşili (Labarna) tarafından kurulmuştur. Hattuşaş’ı başkent yapan I. Hattuşili, Hitit Devleti’nin temellerini atmış ve merkezi bir yönetim oluşturmuştur.
Askeri ve Siyasi Güç
Hititler, MÖ 16. ve 13. yüzyıllar arasında en parlak dönemini yaşamışlardır. Bu dönemde Hitit İmparatorluğu, Anadolu’nun büyük bir kısmını ve Suriye’nin kuzeyini kapsayan geniş bir coğrafyada hakimiyet kurmuştur. Hititler, güçlü orduları ve savaş arabalarıyla tanınır. Ayrıca, Hititlerin dönemin en güçlü devletlerinden biri olan Mısır ile olan ilişkileri ve MÖ 1274’teki Kadeş Savaşı, Hititler’in askeri gücünün en önemli kanıtlarındandır. Bu savaş, tarihin bilinen en büyük meydan muharebelerinden biri olarak kabul edilir ve sonucunda Hititler ile Mısırlılar arasında tarihin ilk yazılı barış antlaşması olan Kadeş Antlaşması imzalanmıştır.
Hukuk ve Yönetim
Hititler, hukuk ve yönetim alanında da oldukça ileri bir medeniyet olarak kabul edilir. Hitit kanunları, sosyal düzeni koruma amacını güder ve cezalarda adaletin sağlanmasına büyük önem verir. Bu kanunlar, çeşitli suçlara uygulanacak cezaları ve medeni hukuk konularını detaylı bir şekilde ele alır. Hitit Kralları, aynı zamanda başrahip olarak da görev yapar, bu da kralların dini otoriteye sahip olduğunu gösterir. Devletin başındaki kral, merkezi bir yönetim yapısı kurmuş ve Hitit aristokrasisinin de desteğiyle devletin yönetiminde etkin olmuştur.
Kültür ve Sanat
Hititler, kültür ve sanat alanında da önemli eserler bırakmışlardır. Hitit sanatının en belirgin özelliklerinden biri, taş oymacılığı ve heykelcilik alanında ulaştıkları yüksek düzeydir. Özellikle Hattuşaş’ta bulunan Aslanlı Kapı ve Yazılıkaya tapınağı, Hitit sanatının en iyi örneklerinden bazılarıdır. Ayrıca, Hititler yazı konusunda da oldukça gelişmişlerdir. Çivi yazısını kullanan Hititler, bu yazıyı tabletler üzerine yazarak birçok belge ve antlaşma bırakmışlardır. Bu yazılı belgeler, Hititler’in tarihi, hukuku ve günlük yaşamı hakkında önemli bilgiler sunar.
Dini İnançlar
Hititler, çok tanrılı bir dine sahiptiler ve birçok tanrıya tapınmaktaydılar. Hitit panteonu, Hatti, Hurri ve Mezopotamya etkileriyle zenginleşmiş ve çeşitlenmiştir. Fırtına tanrısı Teşup ve güneş tanrıçası Arinna, Hitit dininde en önemli tanrılardan bazılarıdır. Hititler, tanrılarını memnun etmek için çeşitli ritüeller ve festivaller düzenler, kurbanlar sunarlardı. Dini törenler, devletin resmi görevleri arasında sayılır ve bu törenler sırasında krallar da önemli rol oynardı.
Çöküş ve Miras
Hitit İmparatorluğu, MÖ 1200’lerde Deniz Kavimleri olarak bilinen grupların Anadolu’ya yaptıkları saldırılar sonucu zayıflamış ve sonunda yıkılmıştır. Hitit Devleti’nin yıkılmasından sonra Hititler, Güneydoğu Anadolu’da ve Suriye’nin kuzeyinde kurulan Geç Hitit Beylikleri ile varlıklarını sürdürmüşlerdir. Bu beylikler, MÖ 7. yüzyıla kadar varlıklarını korumuş, ancak sonunda Asur İmparatorluğu tarafından ortadan kaldırılmışlardır.
Hititler, geride bıraktıkları zengin kültürel miras ile Anadolu tarihinin en önemli medeniyetlerinden biri olarak kabul edilirler. Özellikle Hattuşaş’taki kalıntılar ve çivi yazılı tabletler, Hititler hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmamızı sağlamıştır. Hititler, Anadolu’nun tarihsel kimliğinde derin izler bırakmış ve sonraki medeniyetler üzerinde önemli etkiler yaratmıştır.