Dijital pazarlama ekosistemindeki hızlı değişim, markaların ve pazarlamacıların çeşitli metotlar üzerinde sürekli inovasyona gitmesini gerekli kılıyor. Bu bağlamda, Pay-Per-Click (PPC) reklamcılığı da değişim rüzgârından payını fazlasıyla alıyor. Hem kullanıcıların interneti nasıl kullandığı hem de reklam teknolojilerinin (ad tech) hangi yönde geliştiği, gelecekte PPC’yi bambaşka bir noktaya taşıyacak.
YAZI İÇERİĞİ
- PPC Nedir ve Neden Hâlâ Önemlidir?
- Yapay Zeka ve Otomasyon: Temel Kavramlar
- 2025’te PPC’de Yapay Zeka ve Otomasyon Trendleri
- Yapay Zeka ve Otomasyonun Getirdiği Fırsatlar
- Yapay Zeka ve Otomasyonun Beraberinde Getirdiği Zorluklar
- 2025 Yolunda PPC Stratejileri: Uygulama Önerileri
- Geleceğe Dair Örnek Vaka: Akıllı Otomasyonla Dönüşen Bir PPC Kampanyası
- 2025’te PPC’de Yapay Zeka ve Otomasyonun Potansiyeli
2020’li yılların ortalarına yaklaşırken, yapay zeka (Artificial Intelligence, AI) ve otomasyon odaklı çözümler, PPC’nin dinamiklerini yeniden yazma potansiyeline sahip görünüyor. Bu yazıda, 2025 yılında PPC dünyasında bizleri bekleyen yapay zeka ve otomasyon trendlerine, bu trendlerin hangi alanlarda nasıl etkiler yaratabileceğine, fırsatlara ve olası zorluklara kapsamlı bir şekilde değineceğiz.
PPC Nedir ve Neden Hâlâ Önemlidir?
PPC (Pay-Per-Click), yani “tıklama başına ödeme” modeli, günümüz dijital pazarlamasının en popüler ve etkin yöntemlerinden biridir. Geleneksel reklamcılıkta yapılan harcamaların çoğu zaman net bir geri dönüşü ölçmek zorken, PPC ile reklamverenler yalnızca reklama tıklayan kullanıcılar için ödeme yapar. Bu da reklam bütçesinin daha verimli kullanılmasını ve dönüşüm odaklı düşünmeyi mümkün kılar.
- Hızlı sonuç alma: Organik aramaya (SEO) kıyasla PPC kampanyalarının sonuçları daha hızlı gözlemlenebilir.
- Hedefleme seçenekleri: Google Ads, Bing Ads, Facebook Ads gibi platformlar sayesinde kullanıcıların coğrafi, demografik ve ilgi alanlarına göre hedefleme yapmak kolaylaşır.
- Ölçümleme imkânı: PPC platformları, gösterim sayısı, tıklamalar, dönüşüm oranları gibi metrikleri gerçek zamanlı olarak sunar. Bu da pazarlamacıların anlık optimizasyonlar yapabilmesini sağlar.
Ancak tüm bu avantajlara rağmen PPC kampanyaları, yükselen rekabet ve tıklama başına maliyetlerin artması gibi sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Bu noktada yapay zeka ve otomasyon devreye girerek PPC kampanyalarının geleceğine yeni bir soluk getirmeyi vaat ediyor.
Yapay Zeka ve Otomasyon: Temel Kavramlar
2025’e yaklaştığımız dönemde, her alanda olduğu gibi dijital pazarlama sektöründe de yapay zeka ve otomasyon kavramları sıklıkla gündeme geliyor. Peki bu kavramlar tam olarak ne anlama geliyor ve PPC’ye nasıl entegre oluyor?
- Yapay Zeka (Artificial Intelligence)
Yapay zeka, bir bilgisayarın veya makinenin insan benzeri zekâ gerektiren görevleri yerine getirebilmesini ifade eder. Görüntü tanıma, doğal dil işleme, makine öğrenimi, tahmine dayalı analiz gibi çeşitli alt dallarla zenginleşir. PPC alanında yapay zeka; reklam metinlerini optimize etme, hedefleme stratejilerini kişiselleştirme, teklif yönetimi (bidding) ve performans tahmini gibi konularda devreye girer. - Makine Öğrenimi (Machine Learning)
Yapay zekanın bir alt kategorisi olan makine öğrenimi, sistemlerin verilerden öğrenerek kendi performansını iyileştirmesini sağlar. PPC kampanyalarında makine öğrenimi modelleri, yüksek hacimli verileri analiz ederek hangi anahtar kelimenin, hangi görselin ve hangi metnin daha iyi dönüşüm sağladığını tahmin edebilir. Bu, sürekli olarak optimizasyon sürecini hızlandırır. - Derin Öğrenme (Deep Learning)
Makine öğreniminin bir alt dalı olan derin öğrenme, “yapay sinir ağları” (artificial neural networks) üzerine kuruludur. Derin öğrenme teknikleri, görsel tanıma veya doğal dil işleme gibi daha karmaşık görevleri insan benzeri doğruluk seviyesinde gerçekleştirebilir. Özellikle reklam metinlerinde kullanıcının niyetini daha iyi anlamak ve doğru mesajlaşmayı otomatikleştirmek için 2025’te derin öğrenme uygulamalarının daha çok öne çıkması bekleniyor. - Otomasyon
Otomasyon, belirli süreçlerin insan müdahalesi olmadan yazılımlar veya algoritmalar tarafından gerçekleştirilmesi anlamına gelir. PPC’de otomasyon; teklif yönetimi, reklam metni optimizasyonu, bütçe dağılımı, hedef kitle segmentasyonu gibi pek çok manuel sürecin büyük ölçüde makinelere devredilmesini içerir. Bu sayede pazarlama ekipleri stratejik görevler için daha fazla zaman ve enerji ayırabilir.
2025’te PPC’de Yapay Zeka ve Otomasyon Trendleri
Akıllı Teklif Verme (Smart Bidding) Algoritmalarının Gelişimi
Google Ads ve diğer büyük PPC platformları uzun zamandır akıllı teklif verme algoritmaları üzerinde çalışmalar yürütüyor. 2025 yılına geldiğimizde bu algoritmaların çok daha gelişmiş olması ve pazarlamacılara gerçek zamanlı optimizasyon olanakları sağlaması bekleniyor. Makine öğrenimi tabanlı bu sistemler;
- Kullanıcıların arama niyeti, cihaz, konum, saat dilimi, önceki etkileşim geçmişi gibi yüzlerce sinyali aynı anda değerlendirerek en uygun teklifi verebilecek,
- Kısa sürede devasa veri setlerini işleyerek mikro-seviyede analizler yapabilecek,
- Hedeflediğiniz KPI’lara (ROAS, dönüşüm başına maliyet, vb.) göre kendisini anlık olarak ayarlayabilecek,
- Rekabet koşulları sertleştiğinde veya anahtar kelimede ani tıklama maliyeti artışları gözlendiğinde otomatik olarak teklif stratejisini güncelleyebilecek.
Bu gelişmiş akıllı teklif verme teknolojileri sayesinde PPC kampanyalarının optimizasyon süreci büyük ölçüde insan hatalarından arındırılmış ve hızlı aksiyon alabilen bir yapıya kavuşacak.
Dinamik Reklam Metni ve Görsel Optimizasyonu
2025’te yapay zeka, kullanıcıların sadece hangi anahtar kelimeyi aradığını değil, psikolojik ve davranışsal eğilimlerini de analiz ederek onlara özgü reklam metinleri sunma yeteneğine sahip olacak. Metin bazlı reklamların yanında görsel ve video içeriklerin kişiye özel hale gelmesi de mümkün olacak:
- Kişiselleştirilmiş Metinler: Örneğin, Google Ads veya sosyal medya reklam platformları, kullanıcıların arama geçmişi, web sitesi etkileşimleri, sepet alışkanlıkları ve hatta duygusal analizlerine (kullanıcının bulunduğu ruh hali verilerini içeren veri kümeleri) göre farklı reklam kopyaları oluşturabilecek.
- Kişiye Özel Görsel Seçimi: Yapay zeka, kullanıcının demografik özelliklerini, ilgi alanlarını ve coğrafi konumunu göz önünde bulundurarak reklam görsellerini otomatik şekilde düzenleyecek. Örneğin, aynı reklam kampanyası, İstanbul’daki bir kullanıcıya farklı, Ankara’daki bir kullanıcıya farklı ürün görseli veya farklı mesaj sunabilecek.
- Video Reklamlarda Gerçek Zamanlı Düzenleme: Derin öğrenme algoritmaları sayesinde video reklamların da gerçek zamanlı olarak kişiselleştirilmesi söz konusu olacak. Markalar, aynı video reklamın farklı versiyonlarını, hedef kitle gruplarına göre süratle optimize edebilecekler.
Bu tür dinamik yaklaşımlar, reklamların “kalabalık” arasında kaybolmasının önüne geçerken, kullanıcı deneyimini de üst seviyeye taşıyacak.
Sesli Arama ve Metaverse Entegrasyonu
2025 yılında, sesli arama ve sanal gerçeklik (VR) / artırılmış gerçeklik (AR) uygulamalarına daha fazla yatırım yapılacağı öngörülüyor. Bu durum PPC reklamcılığında şu yenilikleri beraberinde getirecek:
- Sesli Arama Optimize Edilmiş Reklamlar: Kullanıcılar akıllı asistanlar (Google Assistant, Siri, Alexa, vb.) aracılığıyla aramalarını sesli olarak gerçekleştirdikçe, PPC kampanyaları da bu aramalara özel kurgulanabilecek. Anahtar kelime stratejileri, kelime gruplarından ziyade doğal konuşma kalıpları üzerine yoğunlaşacak.
- Metaverse ve AR/VR Reklamlar: Metaverse evreninde kullanıcıların sanal ortamlarda geçirdiği zaman arttıkça, markalar da bu ortamlarda varlığını güçlendirmek isteyecek. Örneğin bir AR uygulaması veya VR oyunu içerisinde, kullanıcıya gerçek zamanlı olarak gösterilen reklam panoları veya ürün yerleştirmeleri yapay zeka tarafından otomatik seçilip kişiselleştirilebilecek. Böylece reklam deneyimi daha da gerçeğe yakın ve etkileyici hale gelecek.
Chatbotlar ve Metin/Otomatik Konuşma Etkileşimi
Yapay zeka temelli chatbotlar, 2025’te sadece müşteri hizmetleri alanında değil, PPC kampanyalarının yönetiminde de aktif rol oynayabilir. Örneğin:
- Reklam platformları, chatbot aracılığıyla kullanıcıya kampanya oluşturma, optimize etme ve performans analizi konularında kılavuzluk edebilir.
- Chatbotlar, belirli kural setlerini (örneğin “belirli bir anahtar kelime tıklama başına maliyeti X’in üzerine çıkarsa uyarı gönder”) uygulayarak anlık uyarılar veya otomatik değişiklikler yapabilir.
- Pazarlama ekipleri, basit komutlarla (“Bu hafta A kampanyasının bütçesini %10 artır”, “Önümüzdeki ay video reklam performansını raporla” vb.) chatbot üzerinden hızlıca iyileştirmeler ve düzenlemeler yapabilirler.
Bu tür sesli veya metin tabanlı etkileşim araçları, PPC optimizasyon sürecini daha kolay yönetilebilir ve daha kullanıcı dostu hale getirecek.
Yapay Zeka ve Otomasyonun Getirdiği Fırsatlar
Yapay zeka ve otomasyonun PPC alanında kullanımının, pazarlamacılar ve markalar için birçok avantajı bulunuyor. 2025 itibarıyla bu fırsatlar daha da belirginleşecek:
Verimlilikte Önemli Artış
Manuel kampanya yönetimi, zaman alıcı ve hata yapmaya açık bir süreçtir. Anahtar kelime araştırması, teklif optimizasyonu, reklam kopyası testi gibi tekrar eden görevleri otomasyona devretmek, pazarlamacılara stratejik düşünceye odaklanma fırsatı tanır. Böylece verimli iş gücü kullanımı sağlanır ve insan kaynağı, daha yaratıcı ve yenilikçi projelere kanalize edilebilir.
Kişiselleştirilmiş Deneyim Sunma
Yapay zeka tabanlı araçlar, her bir kullanıcının ilgi alanları, demografik özellikleri, geçmiş etkileşimleri gibi verileri harmanlayarak kişiye özel reklam mesajları oluşturabilir. Bu, reklamlara karşı kullanıcıların gösterdiği tepkiyi (engagement) artırırken, dönüşümlerde de yükseliş sağlar. 2025’te kişiselleştirme, artık bir lüks olmaktan çıkarak rekabette öne çıkmanın vazgeçilmez aracı haline gelecek.
Anlık ve Otomatik Optimizasyon
Geleneksel yöntemlerle, bir kampanyayı optimize etmek için verileri toplamak, analiz etmek ve güncellemek günler sürebilir. Yapay zeka tabanlı otomasyon ise bu adımları dakikalar hatta saniyeler içinde gerçekleştirebilir. Böylece ani değişikliklere (örneğin rekabetçi bir markanın beklenmedik hamlesi veya piyasa şartlarındaki dalgalanmalar) hızla uyum sağlanır.
Daha Keskin Rekabet Üstünlüğü
Çok sayıda rakibin olduğu PPC pazarında, yapay zeka ve otomasyonu efektif kullanan markalar ciddi bir rekabet avantajı elde eder. İyi tasarlanmış otomasyon süreçleri, rakiplerin gözden kaçırabileceği mikro fırsatları yakalayabilir veya değişen trendleri önceden tahmin ederek proaktif aksiyon alabilir. Sonuç olarak, hem daha düşük maliyetlerle daha yüksek dönüşümler elde edilir hem de marka imajı kullanıcıların gözünde değer kazanır.
Yapay Zeka ve Otomasyonun Beraberinde Getirdiği Zorluklar
Her ne kadar yapay zeka ve otomasyonun faydaları saymakla bitmese de, bu teknolojilerin PPC alanında yoğun şekilde kullanılması bazı zorlukları da beraberinde getirir:
Veri Gizliliği ve Güvenliği
Kullanıcıların verilerine dayalı kişiselleştirme, veri gizliliği endişelerini artırabilir. Özellikle Avrupa Birliği’nin GDPR (General Data Protection Regulation) ve benzeri diğer yasal düzenlemeler, veri toplama ve işleme konusunu sıkı kurallara bağlamıştır. 2025’e geldiğimizde veri gizliliği ihlallerine karşı yaptırımların daha da sertleşmesi, yapay zekanın çok fazla kişisel veri kullanmasını sınırlandırabilir. Bu nedenle reklam verenlerin yasal mevzuata uygun şekilde hareket etmeleri, kullanıcı rızasını (consent) şeffaf bir biçimde alarak verileri işlemesi kritik önem taşıyor.
Algoritmaların Şeffaflık Eksikliği
Makine öğrenimi ve derin öğrenme algoritmaları genellikle “kara kutu” (black box) olarak tanımlanır. Yani, bu algoritmaların karar mekanizmasının nasıl işlediğini anlamak çoğu zaman zordur. Bir yapay zeka sistemi, hangi faktörler yüzünden belli bir reklam kopyasını seçti veya belirli bir anahtar kelime için yüksek teklif verdi, açıklamak her zaman kolay olmayabilir. Bu durum, pazarlamacıların ellerindeki verilere rağmen tam kontrole sahip olmadıkları hissi yaratabilir. Gelecekte daha şeffaf AI araçlarına ihtiyaç duyulacak ve “açıklanabilir yapay zeka” (Explainable AI) konsepti daha çok önem kazanacak.
İşgücü Yetkinlik Dönüşümü
Otomasyonun yaygınlaşması, rutin işleri azalttığı için bazı pazarlama profesyonellerinin iş tanımlarını tamamen değiştirebilir. Analitik becerilerin, teknolojik okuryazarlığın ve yaratıcılığın ön plana çıktığı bir işgücüne doğru evrim söz konusu. Bu dönüşümü yakalamayan profesyoneller rekabetten kopabilir. Şirketler ve bireylerin sürekli eğitim ve beceri geliştirme süreçlerine yatırım yapmaları, 2025 ve sonrasında işlerini güvence altına almak açısından kritik olacak.
Yapay Zeka Yanlılığı (Bias)
Makine öğrenimi modelleri, beslendikleri veri setlerindeki önyargıları da aynı şekilde öğrenebilirler. Eğer veri seti hatalı veya dengesizse, reklam hedefleme stratejilerinde istenmeyen yanlılıklar ortaya çıkabilir. Örneğin belirli demografik gruplara daha fazla gösterim yapma veya tıklamaları belli grup üzerinde yoğunlaştırma gibi durumlar, eşitlik ilkesini zedeleyebilir ve hukuki sorunlar yaratabilir. Bu nedenle, 2025’te yapay zeka ve otomasyon araçlarını geliştirirken veri temizliği ve etik çerçeveler çok daha önemli bir hâl alacak.
2025 Yolunda PPC Stratejileri: Uygulama Önerileri
Peki, markalar ve pazarlamacılar 2025’e hazırlanırken hangi stratejik adımları atmalı? İşte yapay zeka ve otomasyon odaklı PPC yönetimi için bazı uygulama önerileri:
Veriyi Merkeze Koyun
Dijital pazarlama ekosisteminde veri, en güçlü silahınızdır. Kampanyalarınızın başarısı, topladığınız ve işlediğiniz verilerin kalitesiyle doğru orantılıdır. Verilerin toplanma aşamasında GDPR, KVKK gibi düzenlemeleri göz önünde bulundurmak ve kullanıcılara net bir şeffaflık sunmak şart. Ayrıca veritabanınızı düzenli olarak temizlemek, duplikasyonları (mükerrer kayıtlar) ortadan kaldırmak ve veri kalitesini artırmak, yapay zeka algoritmalarının da daha doğru sonuçlar üretmesine yardımcı olur.
Akıllı Otomasyon Araçlarına Yatırım Yapın
Google Ads, Bing Ads, Facebook Ads gibi büyük platformların kendi otomasyon çözümleri olsa da, bağımsız yapay zeka tabanlı reklam yönetimi araçları da (örneğin, yüksek hacimli verileri analiz eden 3. parti yazılımlar) piyasada yaygınlaşıyor. 2025’e hazırlanırken, işletmenize en uygun olan otomasyon araçlarına yatırım yapmak veya özel ihtiyaçlarınız doğrultusunda bir yapay zeka altyapısı geliştirmek büyük fark yaratabilir.
İnsan ve Makine İşbirliğini Dengeli Kurun
Otomasyon her ne kadar rutin işleri ortadan kaldırsa da, tamamen insansız bir PPC yönetimi henüz gerçekçi değil. Yaratıcılık, stratejik bakış açısı ve esnek karar verme gibi insan becerileri, makine öğrenimiyle birlikte anlam kazanır. Ekibinizin teknolojik ve analitik yönünü güçlendirirken, insani dokunuşun da önemini göz ardı etmeyin.
Sürekli Test ve Öğrenme Kültürünü Benimseyin
2025’in rekabetçi dijital ortamında, her şey hızla değişecek. Her zaman test halinde kalmak (A/B testleri, çok değişkenli testler vb.) ve sonuçları hızlıca analiz etmek, hem yapay zeka modellerinizi besler hem de kullanıcı davranışlarındaki değişimleri erkenden yakalamanızı sağlar. Otomasyon süreçleri de devamlı güncel verilerle beslendiğinde daha isabetli sonuçlar üretecek, bu da rekabette öne geçmenizi sağlayacaktır.
Güçlü İçerik Stratejisini İhmal Etmeyin
Otomasyon ve yapay zeka, veriye dayalı optimizasyonda ustadır; ancak kaliteli içerik hala “kral” konumunu korur. Reklam metinleri, görseller ve videoların kullanıcıların ilgisini çekmesi için yaratıcı, özgün ve ilgi uyandırıcı olması gerekir. Yapay zeka, hangi içerik türünün hangi kullanıcı segmentinde daha etkili olduğunu öngörebilir, ancak o içeriği fikir aşamasından itibaren tasarlamak hâlâ insan yaratıcılığına ihtiyaç duyar.
Geleceğe Dair Örnek Vaka: Akıllı Otomasyonla Dönüşen Bir PPC Kampanyası
Daha somut bir örnek vermek gerekirse, 2025 yılında bir e-ticaret sitesinin Google Ads kampanyasını ele alalım. Şirket, yapay zeka tabanlı bir otomasyon platformu kullanarak aşağıdaki adımları uyguluyor:
- Veri Entegrasyonu: Platform, şirketin CRM verilerini, web sitesi ziyaretçi verilerini, sosyal medya etkileşimlerini ve üçüncü taraf veri sağlayıcılarından gelen bilgileri gerçek zamanlı olarak çekiyor.
- Segmentasyon ve Kişiselleştirme: Makine öğrenimi algoritması, kullanıcıları davranış ve demografik özelliklerine göre yüzlerce alt gruba ayırıyor. Örneğin, “Daha önce ürün sepetine ekleyip satın almayan ancak e-posta bültenine abone olan kadın kullanıcılar” gibi son derece spesifik segmentler yaratılıyor.
- Otomatik Reklam Kopyası Oluşturma: Algoritma, her bir segment için özel reklam metinleri oluşturuyor ve görsel önerilerde bulunuyor. Klasik “X üründe %50 indirim” yerine, “Sepetinde bekleyen ürünleri satın almak için özel fırsatın hazır!” gibi kullanıcıyı yakalayan mesajlar test ediliyor.
- Gerçek Zamanlı Bütçe ve Teklif Yönetimi: Yüzlerce anahtar kelime ve yüzlerce farklı segment için optimum teklif belirleniyor. Anlık olarak tıklama maliyetleri artarsa veya rekabet şiddetlenirse, algoritma bütçeyi en yüksek potansiyele sahip segmentlere kaydırarak genel kampanya performansını korumaya çalışıyor.
- Sürekli Test ve Öğrenme: Her hafta binlerce farklı reklam versiyonu A/B testine tabi tutuluyor. Algoritma, hangi versiyonun daha çok dönüşüm sağladığını tespit ederek diğer kampanyalara bu bilgiyi entegre ediyor. Öğrendikçe daha fazla başarı getiriyor ve ilerledikçe daha nokta atışı optimizasyon yapabiliyor.
Bu senaryoda, pazarlama ekibinin görevi strateji belirlemek, yeni fikirler üretmek ve kritik karar noktalarında yönlendirici olmaktır. Kampanyanın günlük yönetimi ise çoğunlukla otomasyona devredilmiştir.
2025’te PPC’de Yapay Zeka ve Otomasyonun Potansiyeli
2025 yılına yaklaştıkça dijital pazarlama dünyasında yapay zeka ve otomasyonun önemi giderek artacak. PPC reklamcılığı, bu teknolojik dönüşümün belki de en büyük faydasını görecek alanlardan biri durumunda. Makine öğrenimi odaklı akıllı teklif yönetimi, gerçek zamanlı veri işleme, kişiselleştirilmiş reklam metinleri, chatbot tabanlı optimizasyon ve hatta metaverse/AR/VR entegrasyonu gibi yenilikler sayesinde markalar, hedef kitleleriyle daha önce hiç olmadığı kadar yakın bir ilişki kurabilecek.
Ancak elbette bu dönüşümün zorlukları da var. Veri gizliliği, yasal düzenlemeler, yapay zeka algoritmalarında şeffaflık eksikliği ve iş gücünün dönüşmesi gibi konular, pazarlamacıların ve işletmelerin dikkate alması gereken kritik noktalar olarak öne çıkıyor. Başarılı bir gelecek vizyonu için:
- Teknik altyapıya yatırım yapmak,
- Kaliteli veriyi doğru kaynaklardan, şeffaf yöntemlerle toplamak,
- Etik ve yasal gereklilikleri sıkı şekilde takip etmek,
- Pazarlama ekibinin hem teknolojik becerilerini hem de yaratıcı yönünü geliştirmek,
- Sürekli test etme ve öğrenme kültürünü benimsemek
büyük önem taşıyor.
Yapay zeka ve otomasyonun gelişimi, PPC reklamcılığında sadece “daha fazla tıklama” veya “daha yüksek dönüşüm oranı” elde etmenin ötesinde, tamamen veri odaklı, dinamik ve kullanıcı deneyimini önceleyen bir ekosistem yaratacak. Rekabetin çetin geçtiği dijital dünyada öne çıkmak isteyen markalar, bu teknolojileri stratejik bir yaklaşımla benimseyerek 2025 ve sonrasında başarılarını sürdürebilir. Yaratıcılığı ve insan dokunuşunu yapay zeka ile harmanlamayı başaran işletmeler ise dijital pazarlama sahnesindeki en parlak oyuncular haline gelebilir.
Özetle, 2025’te PPC alanında yapay zeka ve otomasyon sadece bir seçenek değil, adeta bir zorunluluk haline gelecek. Rekabet avantajı elde etmek ve değişen kullanıcı beklentilerini karşılamak isteyen tüm markalar, şimdiden bu teknolojilere yatırım yapmalı, veri okuryazarlığı ve analitik yeteneklerini geliştirmeli, aynı zamanda pazarlama ekibini de yeni çağa hazırlamalı. Dijital dönüşüm sürecini erkenden başlatanlar, gelecek dönemde hem maliyet avantajı yakalayacak hem de ölçülebilir, sürdürülebilir büyüme için gerekli zemini hazırlayacaklar. Bu nedenle, bugünün adımlarını doğru atmak, yarının kazanımlarını garantilemek anlamına geliyor.